Overload olmak : Aşırı iş yükü olan; yüklenme hali.
Overlod oldum ne yapacağımı şaşırdım işler üstüste geliyo.
Aksiyon almak : Harekete geçmek, konuyla ilgili bişiy yapmak.
Satışların düşmesiyle ilgili aksiyon aldık mı?
Push etmek : Giden bir işi ittirmek, zorlamak, yakın takip etmek.
Yeni proje lansmanı bizim için önemli puş edelim lütfen.
Assign etmek : Bir iş için görevlendirmek, işleri dağıtmak.
Sen elindeki işleri essayn et iş yükünü azalt.
Third party : Taşeron firma.
Olmazsa tört party ile çözeriz.
Canlıya almak : Sistemi çalışır duruma getirmek/başlatmak.
Data girişleri bitsin sistemi canlıya alalım.
Forwardlamak : Gelen posta iletisini ilgili kişilere aynen göndermek.
O maili tüm yöneticilere forvırtlayalım.
Print almak : Belgenin yazıcıdan baskısını almak.
Şunu bir print alıp getirebilir miyiz?
For your info : Sen de bil (Bilgine)
Bu rapor bana gelmiş size iletiyorum fyi.
Brain storming yapmak : Karşılıklı fikir teatisinde bulunmak.
Arkadaşlar task hakkında acil breyn storming yapmalıyız.
Sales meeting : Satış toplantısı
Bu konuyu seylıs miitingte gündeme alalım.
Off day : Tatil günü
Yarın ben offum
Schedule : Takvim/gündem
Bu konuyu schedule ümüze alalım lütfen.
Training : Eğitim
Olmazsa seni bu konuyla ilgili treyninge yollayalım.
Qualification : Meziyet,yetenek, yetkinlik.
Ekibin kualifikeyşınını arttırmamız şart.
Konfirm etmek : Onaylamak.
Bi havale gönderdim konfirm eder misiniz?
Update etmek : Yeni verilerle güncellemek.
Bu raporu apdeyt edelim veriler değişti.
Feedback Session : Geri Bildirim Seansı. Kişilerin birbirlerine fırsatlarını söyledikleri toplantı.
Ekibimle bir fiidbek seşın set edeceğim.
Deadline : Birşeyi yapmak için size sunulan son zamandır, Projenin Bitiş Tarihi.
Dedlayn yaklaşıyor elimizi çabuk tutmamız lazım.
Start vermek : Başlamak.
En geç hafta sonuna kadar start vermemiz lazım.
Down olmak : Morali bozulmak. Motivasyonu düşmek.
Müdürün konuşmasından sonra tamamen davn olmuş durumdayım.
Focuslanmak : Odaklanmak.
Sadece bu konuya fokuslanalım.
Lead etmek : Liderlik etmek konuyla ilgili sorumlu olmak.
Bu konuyu sen liid eder misin?
Set etmek : Ayarlamak / Organize etmek
Hemen bir toplantı set edelim.
Brieflemek: Projeyle ilgili yazılı olarak bilgilendirme yapmak.
Projenin brifini bana yollar mısınız?
Concern : Endişe, Tereddüt
Bu proje hakkında konsörnlerim var.
Emotional Bond : Duygusal Bağ
Arkadaşlar ekiplerinizle aranızda hiç imoşınıl bond yok. Böyle olmaz.
Farewell : Veda
Farewell yemeği için toplanıyoruz.
Inline olmak : Konuyla ilintili olan.
Konuyla ilgili inlayn mesajlara bakabilirsiniz.
Konsolide etmek : İşleri toparlamak/birleştirmek.
Tüm raporları konsolide edip paylaşacağım.
Must: Zorunluluk
Bu yıl pazar payı almak bizim için mast.
Nice-to-Have : Olsa Güzel Olur.
Raporda tarihler mutlaka olsun saat kırılımları da olursa nays to hev tabii.
Urgent : Acil
Urgent meeting talep ediyorum please.
Wouv Effect : Heyecanladırıcı, Etkileyici Sonuç.
Müşteride Wouv Effect oluşturmalıyız.
Timeline : Zamanlama.
Taymlaynı iyi programlamayız.
Recognize etmek: Birini taktir etmek,takdim etmek; ismini veya yaptığı işi bir grup içerisinde telaffuz edip ön plana çıkarmak.
Ekibindeki isimleri tek tek sayarak rekognayz etti.
Reward & Recognation : Taktir ve Ödüllendirme. Daha çok teşekkür ödül törenlerinde kullanılır. Yapılan çalışma için alınan iyi değerlendirmeler.
Bu yıl rivord rikognişın programlarını etkin kullanmalıyız.
Suffer etmek : Sıkıntı çekmek, cefa.
Bu terfiyi alana kadar çok safır etti.
Fine olmak: Uygun olmak. Onaylamak.
Senin için fayn sa benim için ok.
Accept etmek : Onaylamak;kabul etmek.
Anlaşmayı eksept ederlerse invitation yolla.
Invitation göndermek : Davet etmek. Meeting talebi yollamak.
Perşembe öğleden sonrası için inviteyşın yolla.
Report etmek : Raporlamak, şikayet etmek, bildirmek.
Direktöre riport ettim daha check etmedi.
Check etmek : Kontrol etmek, gözden geçirmek.
Maili yolladım çek eder misin?
Headquarters : Genel merkez
Toplantı hetkuartırs’da yapılacak.
Verify etmek : Doğrulamak.
Henüz verifay edilmeyen bilgilere göre karlılığımız yükseldi.
Highlight etmek : Altını çizmek vurgulamak.
Bu konuyu toplantıda haylayt etmemiz lazım.
Handle etmek : Başa çıkmak üstesinden gelmek.
O konuyu ben hendıl ederim.
Challange etmek : Zorlamak.
Ay sonuna kadar hedefi tutturmamız lazım ekibi biraz çelınç edelim.
Process : Akış, aşamalar.
Prosese ait tüm adımlar grafikte belirtilmiştir.
Finetune etmek : İnce ayarını; son düzenlemelerini yapmak.
Raporu bu akşam fayntun edip göndericem.
Discuss etmek : Tartışmak değerlendirmek.
Biz bu konuyu aramızda bir diskas edelim sana döneceğiz.
Best practice : Konuya ilişkin başarıya ulaşmış örnek; en iyi uygulamalar.
Bizim buradaki performans artışımız Avrupa’da best praktis olarak uygulanıyor.
Kpi : Şirketin hedeflerine ne kadar ulaşıldığı, strateji doğrultusunda ilerleyip ilerlemediğini gösteren parametreler.
Sürece ilişkin kipiay ları incelememiz gerekiyor.
Scorecard : Karne; yapılan işlerin sonuçlarının sayısal verilerle gösterildiği tablo.
Sıkorkart daki tüm hedeflerimiz yeşil gözüküyor.
Comment : Çekince; söylenecek söz.
Herhangi bir koment yoksa böylece kabul ediyorum.
Merge etmek : Birleştirmek.
İki projeyi aslında mörç etmeliyiz.
Match etmek : Birbiri ile doğrulamak.
Burada bir hata var iki rapordaki veriler birbirini meç etmiyor.
Overquailifed : İstenenden fazlasına sahip aday veya çalışan.
Bu cv bizim için ovırkualifayt olur bunu eleyelim.
Comperation chart : Karşılaştırma tablosu.
Bu iki ürün için kompereyşın çart hazırlayıp analiz edelim.
Hard Copy : Herhangi bir belgenin çıktısı alınmış halde sunumu.
Belgeleri hard kopi olarak kargolar mısınız.
Soft Copy : Herhangi bir belgenin dosya halinin online paylaşılması.
Kargolamanıza gerek yok soft kopi olarak bana mail atın.
Sense yaratmak : Anlam ifade etmek.
Bu haliyle benim için sense yaratmıyor.
Cross Check : Tekrardan farklı farklı kontrol edip üzerinden geçmek.
Biz yine de kros çek yapalım noolur noolmaz.
Support etmek : Destek vermek.
Bu konuda Emre’yi sen saport eder misin.
As soon as possible : Olabilen en kısa zamanda.
Bu konuyu as soon as possible halletmemiz lazım.
Review etmek : Gözden geçirmek.
Toplantı öncesi planımızı reviıv edelim.
Postpone etmek : Ertelemek.
Bu konuyu şimdilik postpon edelim.
Charge etmek : Masrafı tahsil etmek.
Bu durumda ilgili tutarı sizden şarj etmek durumundayım.
Clarify etmek : Açıklamak açmak.
Konuyu klerifay etmek gerekirse…
Alert etmek : Kırmızı alarma geçirmek ikaz vermek.
Tedbir almalıyız; sistemi bir alört etmemiz lazım.
Excuse : Özür.
Bu konuda bizim bir eksküüzumuz olacak. Daha sıkı çalışabilirdik.
Clear : Anlaşılır, tamamen anlaşılan soruya mahal bırakmayan.
Konu yeterince anlaşıldı mı arkadaşlar kıliyır mıyız?
Embed etmek : Gömmek, içine katmak.
O zaman personel meselesini de rapora embeyt et.
Know how : O işi başkasının nasıl yaptığı. İş bilirlik.
Sen diğer lokasyona git bir nowhav yap.
Kick off meeting : Herhangi bir proje için ilk başlangıç toplantısı. Başlangıç vuruşu.
Kik of miiting ile projeyi canlıya alacağız.
Wrap up meeting : Projenin;işin son kapanış toplantısı.
Rep ap miiting ile günü noktalayacağız.
Off the record : Kamera arkası; kimse duymadan; kayıtdışı.
Of dı rikord söylüyorum bu yıl şirkette işler pek iyi gitmiyor.
Penetration : Satışta farklı lokasyonda bulunabilirlik.
Önemli olan satış noktalarındaki penetrasyonumuzu arttırmak.
Road map oluşturmak : Yol haritasını; yöntemleri ve yapılacakları belirlemek.
Bu konudaki kısa ve uzun vadeli rod mepimizi çıkardım.
Confidential : Gizli.
Bu konu konfidenşıl arkadaşlar.
Antant kalmak : Uzlaşmak aynı fikri paylaşmak.
Bu konuda önce bir antant kalmalıyız.
To do list oluşturmak : Yapılacaklar listesi oluşturmak.
Yorumlar
Yorum Gönder