Ana içeriğe atla

Çağrı Merkezlerinde ÇALIŞAN DEVİR HIZI nasıl önlenebilir ?

Çağrı merkezlerinin kanayan yarası: Çalışan devir hızı
Yüksek çalışan devir hızı (tunover), çağrı merkezi sektörünün en önemli sorunları arasında yer almaya devam ediyor. Çalışan devir oranının yüksek olması, başta hizmet kalitesi ve eğitim maliyetleri olmak üzere tüm iş süreçlerini olumsuz etkiliyor.
IMI Fuarcılık ve Çağrı Merkezleri Derneği tarafından gerçekleştirilen Türkiye Çağrı Merkezi Araştırma Raporunun 2016 sonuçlarına göre, sektördeki müşteri temsilcilerinin yıllık ortalama turnover oranı %29 seviyesinde.
Sektörlere göre dağılıma bakıldığında ise inhouse çağrı merkezlerinde bu oran daha düşükken, dış kaynakta %32 seviyesine kadar çıkmaktadır. Ancak son 3 yıllık periyoda bakıldığında turnover oranında küçük de olsa düşüş eğilimi göze çarpmaktadır.
Rapora göre, çalışanların işten ayrılma sebepleri arasında ilk sırada evlilik, eğitim gibi özel sebepler yer alırken, bunu sırasıyla çağrı merkezi işini geçici bir meslek olarak görme, işin zor olması, daha iyi koşullarda iş bulma, yetersiz ücretler ve uygun olmayan çalışma saatleri takip ediyor.
Hizmet kalitesi, maliyetler ve verimliliği olumsuz etkiliyor
Sektörün bu önemli sorununu ele aldığımız dosyamızda, yüksek turnover oranının sebeplerini, sonuçlarını ve çözüm önerilerini sektör temsilcilerine sorduk. Aldığımız değerlendirmelere göre kariyer olanaklarının belirsizliği, sorunun kaynağında yatan ana sebeplerin başında yer alıyor. Sektörün mevcut ve potansiyel çalışanlara doğru anlatılamaması nedeniyle çalışanların bu işi henüz bir meslek olarak görmemesi kısa çalışma sürelerinin ana nedenleri arasında yer alıyor. Bu nedenle işe alım sürecine yaşanan aksaklıkların giderilmesi, sürecin şeffaf bir şekilde çalışanlarla paylaşılması, çağrı merkezi içindeki terfilerde öncelikli olarak müşteri temsilcilerinin tercih edilmesi veya şirket içi diğer departmanlara geçiş gibi sektördeki kariyer olanaklarının ve beklentilerin açıkça ortaya konması bu aşamada önem taşıyor.
Sektör açısından yüksek çalışan devir hızının karşı karşıya bıraktığı en büyük sonuçlardan biri ise eğitim maliyetleri. Çağrı merkezi için en büyük gider kalemlerinden biri olan insan kaynağı yatırımlarının sonuçsuz kalması anlamına gelen bu durumun çözümü de yine doğru eğitim politikalarından geçiyor. Doğru kurgulanmış bir eğitim süreci ve bunun sürekliliği, devir hızını azaltmada etkili olabiliyor.
Çağrı merkezlerinde işten ayrılma sebepleri arasında yer alan çalışma saatleri ve vardiya planlarının doğru şekilde planlanması, performans ölçümü, geri bildirimler ve adil bir ödüllendirme sistemi de, özellikle çağrı merkezi gibi çalışan sayısı yüksek olan bir ortamda çalışanlar için bağlılığı arttırmanın koşulları arasında.
Yeni jenerasyonun beklentilerini anlamak ve bu doğrultuda yönetim sürecini planlamak da genç ve dinamik çalışanların yer aldığı bir sektör için olmazsa olmazlar arasında. Başta müşteri temsilcilerine en yakın çalışan Takım Liderleri olmak üzere tüm yöneticilerin, çalışan profiline uygun bir yönetim tarzı benimsemesinin işten ayrılmaları önlemek konusunda etkili olduğu da dikkat çekilen başlıklar arasında yer alıyor.
Kurumların müşteri deneyimine odaklandıkları günümüz koşullarında, çalışan memnuniyeti de dikkatten kaçmaması gereken faktörler arasında yer alıyor. Çalışan memnuniyetinin müşteri deneyimini dolaylı olarak etkilemesi de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek.
Yüksek çalışan devir hızı oranlarını aşağı çekmek için, her firma kendi dinamiklerine göre çözüm yolları belirleyerek aksiyon planlarını oluşturuyor.

Kaynak:Callcenterlife

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çağrı Merkezi Takım Liderin Görevleri

  Çağrı merkezi takım lideri veya supervisor, çağrı merkezindeki takımın yönetiminden sorumlu olan bir pozisyondur. Takım liderleri, müşteri temsilcilerinin işlerini yönetir, performanslarını takip eder ve takımın başarılı bir şekilde çalışmasını sağlar. İşte çağrı merkezi takım liderinin başlıca görevleri: Takım Yönetimi: Takım liderleri, çağrı merkezi takımının günlük faaliyetlerini yönetir. Bu, iş akışını planlamak, görevleri dağıtmak, takımın hedeflere ulaşmasını sağlamak ve takımın verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak anlamına gelir. Performans Yönetimi: Takım liderleri, takım üyelerinin performansını izler, değerlendirir ve geri bildirim sağlar. Performans hedeflerini belirler, performansı izler, eksiklikleri belirler ve gerektiğinde eğitim veya destek sağlar. Ayrıca, takım üyelerine performans hedeflerine ulaşmaları için motivasyon ve rehberlik sağlar. Eğitim ve Geliştirme: Takım liderleri, yeni takım üyelerini eğitir ve onları çağrı merkezi süreçleri, müşteri hizmeti beceri

Bir atışta 6 gelme olasılığı ?

Geçen sayıda sorduğumuz ve Olasılık Kuramının doğuşuna neden olan problemi anımsayalım.  Pascal ’ın yakın arkadaşı  Chevalier de Méré  bir kumarbazdı. Önceleri  “tek zarı dört atışta bir kez 6 getiren kazanır”  kuralıyla oynuyordu. Ama daha çok kazanmayı umarak, oyunu   “çift zarı 24 atışta bir düşeş getiren kazanır”  kuralıyla oynamaya başlamıştı. Ancak, bir süre sonra, bu kuralın daha az kazandırdığını farketti. Nedenini matematikçi arkadaşı Pascal’a sordu. Pascal bir süre düşündükten sonra problemin matematiksel çözümünü ortaya şöyle koydu. Bir zarı dört atışta enaz bir tane 6 getirme olasılığı nedir? Zarın altı yüzü olduğunu ve her yüzün gelme şansının aynı olduğunu düşünen Pascal, problemi tersinden aldı. Bir atışta 6 gelme olasılığı (1/6), hiç 6 gelmeme olasılığı (5/6) dır. 6 gelme ve 6 gelmeme olasılıkları toplamı daima 1 dir : (1/5) + (5/6) = 1 . İki atışta hiç 6 gelmeme olasılığı (5/6)(5/6) = 25/36 ; 6 gelme olasılığı 1 – 25/36 = 11/36 dır. Üç atışta hiç 6 gelmeme

İyi bir takım lideri nasıl olmalı?

Hepimiz iletişimin önemli bir liderlik özelliği olduğunu biliyoruz. Buna rağmen araştırmalar sıklıkla liderlerin neyi, nasıl söylediklerine odaklanırken ekipleriyle ve çevrelerindeki insanlarla olan iletişimlerini es geçiyor. Takım lideri olmak için ekiple iletişim nasıl kurulmalı? Bir çalışanın takım lideri olabilmesi için ne tür becerilere ihtiyacı var? Sizin için araştırmacıların verilerine de dayanarak takım lideri olma sürecini inceledik. Beynin işleyişi üzerine yapılan yeni bir  çalışmaya  göre lider ya da liderlik potansiyeli taşıyan kişi ile takımındaki çalışanın arasındaki bağ, ekibin diğer üyelerinin kendi aralarında kurduğu bağdan daha güçlü. Yani bu durumda ekip içinde kurulan iletişimin daha zayıf olduğunu söyleyebilir miyiz? Max Planck Enstitüsü’nden Jing Jiang ve ekibinin yaptığı araştırma bunu tam olarak doğrulamasa da lider ışığına sahip kişinin kurduğu iletişimin gücünün dikkat çekici düzeyde farklı olduğunu belirtiyor. Lider özelliklerine sahip biriyle kurulan